Uyku Bozuklukları Nedir?
Uyku Nedir?
Uyku, pek çok canlı türünde ortak olarak var olan bir özelliktir. Vücudumuzun dinlenmesi ve süreçlerin düzenlenmesi, gün boyu öğrendiğimiz bilgilerin ayıklanması ve depolanması gibi faaliyetler için belirli aralıklarla uykuya ihtiyaç duyarız. Yetişkin insanların günlük uyku gereksinimi yaklaşık 7-8 saat, bebeklerde ise 16-18 saat arasında değişse de farklılıklar gösterebilmektedir. Uyku esnasında bilincimiz neredeyse kapalı ve istemli kas faaliyetlerimiz istisnalar dışında baskılanmış durumda olmasına rağmen, beyin ve hormonal sistem son derece aktiftir.
Uyku, fizyolojik ve psikolojik açıdan çağımızın önemli araştırma konularından biridir.
Bilinen kanının aksine, uykuya geçerken ve uykuyu devam ettirirken etkin bir döngüsel süreçten geçmekteyiz. Bu süreçte 90-120 dakikalık olmak üzere 4-5 kez yinelenen ve farklı özelliklere sahip iki çeşit uyku durumu bulunmaktadır.
Hızlı Göz Hareketleri (REM Uykusu):
Bu uyku durumunda, beynin elektriksel aktivitesi uyanık durumumuzla benzerdir fakat kas aktivitelerimiz en düşük seviyeye iner, göz hareketlerimiz hızlanır, solunumda ve nabızda düzensizlikler görülür. Uyku esnasında rüya gördüğümüz kısım, REM dönemine denk gelmektedir. 45-50 yaşlarından sonra bu dönem giderek azalmaya başlar.
REM-dışı dönem:
REM harici uykunun geri kalan kısmına Non-REM ( REM-dışı) dönem adı verilmektedir. Bu dönemde kan basıncı, kalp ritmi ve solunum hızı yavaşlar. REM-dışı evrenin dört adet evresi bulunmaktadır.
1.Evre: Uyanık durumdan uykuya geçiş evresidir. Bu evre yüzeysel uyku olarak kabul edilmektedir. Beyin dalgalarımız düşmeye başlar ,alfa dalgaları kaybolur. Sağlıklı bir uyku durumunda, uykunun %2-5’ini bu evre kapsamaktadır.
2.Evre: Bu evrede uyku derinleşmeye başlar. Beyin dalgaları giderek azalma gösterir. Yüzeysel uyku devam etmektedir ancak birinci evreden daha derindir ve göz hareketleri daha da yavaşlamaya başlar. Sağlıklı bir uykunun %45-55’lik kısmı 2.evreden oluşmaktadır.
3.Evre: Sağlıklı bir uykunun %3-8’lik bölümünü kapsamaktadır. Derin uyku evresine geçildiği için, kişiyi uyandırmak zorlaşmış, yavaş göz hareketleri görülebilmesine rağmen kas hareketleri oldukça azalmıştır.
4.Evre: Sağlıklı bir uykunun %10-15’lik bölümünü kapsamaktadır. Uykunun derin evresinde ortaya çıkan delta dalgaları artmaya başlamakta ve kişi eğer bu evrede uyandırılırsa, kendini uykusunu alamamış bir durumda hissedebilmektedir.
Uykusuzluk Bozukluğu (Insomnia Disorder):
Kişinin uyuyabilmesi için herhangi bir engel olmamasına karşın, uykuya dalma ve uykuyu devam ettirmede güçlük yaşaması olarak ifade edilmekte ve kişide böyle bir bozukluk olduğunun söylenebilmesi için, bu durumun en az üç ay boyunca sürmesi ve haftada en az üç kere yaşanması gerekmektedir. Kişiler genellikle uykuya dalamadıklarından, uykuya erkenden dalsalar bile sık sık bölündüğünden ve tekrar uyumakta güçlük çektiklerinden yakınmaktadırlar. Burada önemli olan faktör, günlük işlevselliğin bozulmuş olmasıdır.
Tedavisi:
Başka bir bedensel veya ruhsal hastalıkla beraber görülüyorsa, uykusuzluk bozukluğu ile diğer rahatsızlığa yönelik de tedavi başlamalıdır. Uykusuzluk bozukluğunun tedavisinde, ilaçlardan ziyade BDT(Bilişsel Davranışçı Terapi)’nin ve uyku hijyeni ilkelerine dikkat etmenin daha faydalı olduğu saptanmıştır. Uyku hijyeni ilkelerinden bazıları; tam olarak uykumuz gelmeden yatağa girmemek, yatak odasının sıcaklığının iyi ayarlanması, akşam ağır yemekler yemekten kaçınmak, yatak odasını uyku ve cinsel ilişki dışındaki eylemler için kullanmamak, geceleri kafein ve sigaradan uzak durmak olarak sıralanabilmektedir.
Aşırı Uyku (Hypersomnolance):
Kişi, geceleri en az yedi saat uyuduğu halde; gün içinde aşırı uykulu olmakta ve ani uyandırılmalarda tam uyanma halini sağlayamamaktadır.Bu durumda kişi, uykuyu bir türlü bırakamaz. Gündüzleri uyku hali, zaman ve mekan fark etmeden (örneğin iş yerinde ya da toplu taşımada) uykuya dalma durumları görülebilir. Bu durumun haftada en az üç gün ve en az üç ay boyunca sürmesi gerekmektedir. Aşırı uyku hali, başka uyku bozukluklarına ya da ilaçların etkilerine bağlı olmamalıdır.
Uyku-Uyanıklık Düzeni Bozukluğu:
Kişinin uyku ve uyanıklık düzeni, beden saatine yani circadian rhythm’ine bağlıdır. Gündüz ve gece düzenini bozan durumlarda, kişinin biyolojik saati bu duruma göre ayarlanır ve uyum sağlar. Bazı kişilerde ise bu düzen uzun süreli olarak bozulur. Kişi; sabaha karşı uyur, öğlen ya da öğleden sonra uyanır. Bu gibi durumlarda tekrar eski düzene dönmek ve uyku-uyanıklık durumunu düzene sokmak zor bir hale gelebilir. Kişilik bozukluklarında, şizofrenide, yurt dışı seyahatleri sık olanlarda ve gece vardiyası ile çalışanlarda sıkça görülebilir.
Bunaltılı Düşler (Kabus):
Çocukluk ve yetişkinlik çağlarında çoğu insan sıkça kabus görebilmektedir. Ancak bunun bir bozukluk olarak kabul edilebilmesi için haftada en az birkaç kez tekrarlaması gerekmektedir ve ilaçlara bağlı olmamalıdır. Genelde uykunun REM evresinin sıklaştığı, gece uykularının bitişine doğru görülmekte ve kişi tarafından korkutucu olarak adlandırılmaktadır. Kişi uyansa bile gece boyunca birden fazla kez tekrarlanabilmektedir. Özellikle yetişkinlerde TSSB (Travma sonrası stres bozukluğu) yaşayanlarda sıkça görülmektedir.
Uykuda Korku Nöbeti:
Kişi; genellikle REM dışı dönemde bir rüya olmaksızın aniden büyük bir korku ile haykırarak uyanır. Bu duruma derin korku, endişe duygusu, panik ve otonomik belirtiler eşlik eder. Genelde 4-12 yaşlarında başlar ve çocukluk sonlanırken kaybolabilir. Yetişkin dönemde ise yaygın bunaltı bozukluğu olan kişilerde rastlanabilmektedir.
-----------------------------------------------------
Adres: Ferit Paşa Mah. Nişantaş Sok. 18/A Selçuklu/KONYA
TEL: 0332 322 75 57 - 0544 943 42 00
-----------------------------------------------------