Psikoterapi ile Psikolojik Danışmanlık Arasındaki Fark Nedir?

Psikoterapi ile Psikolojik Danışmanlık Arasındaki Fark Nedir?

Psikoterapi ile Psikolojik Danışmanlık Arasındaki Fark Nedir?

Psikoterapi ile Psikolojik Danışmanlık Arasındaki Fark Nedir?

Psikolojik danışmanlık ve psikoterapi kavramları birbirleri yerine çok sık kullanılan ve karıştırılan iki kavramdır.

Psikolojik Danışmanlık, daha çok bireylerin iş hayatı, ilişki problemleri, kariyer, okul hayatı, aile ilişkileri, çocukları ile yaşadıkları iletişim sorunları, kısa süreli dönemsel ruh sağlığı problemleri, yas durumları, kaza ve travma gibi geçici kısa süreli olayların ardından yaşanan stresli durumları ve belki de hayattan tat almama ve isteksizlik gibi daha çok anlamsal ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumları ele alan bir süreçtir. Psikolojik danışmanın ilk amacı bireyi tanıma ve kendine tanıtma, nihai amacı ise kişinin pratik çözümlerle hayatını kolaylaştırma, karşılaştığı sorunları aşmada ona alternatifler göstermektir.

Psikoterapi hizmetini veren kişilere ise “psikoterapist” denilmektedir. Bu hizmeti klinik psikologlar ve psikoterapi eğitimlerini tamamlamış psikiyatristler verebilirler. Bu süreçte kişinin ileri düzeyde psikolojik problemler yaşadığı ve bu problemlerin kişinin hayatını olumsuz yönde etkilediği ve günlük işlevsizliğini bozduğu durumlarda kullanılır. Bu problemler hastanın uzun sürelere varacak şekilde bu hizmeti almasını gerektirebilir. Psikoterapinin bütün olarak genel amacına baktığımız zaman bunun tedavi edici ve iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu görebiliriz.

Psikoterapi süreci ‘çok yöntemli’ bir tedaviyi işaret etmektedir. Örneğin, testler yapılır, danışan seans dışında monitor edilir (yaptığı ve düşündüğü, hissettiği şeyleri not etmesi istenir), kişide ilaç kullanımı ile terapi süreci eş zamanlı olarak devamlılığı gerektiği takdirde psikiyatriste de yönlendirme yapılır. Aile desteği ve sosyal (arkadaş, sosyal yardım kurumları vs.) gibi dışsal destek aranır, psiko eğitimler verilebilir (iletişim becerileri, kendini ifade etme becerileri, problem çözme becerileri vs.).  

Psikoterapi, psikolojik danışmanlık sürecine kıyasla daha yoğun, ev ödevlerinin, takibin daha sık olduğu, efor ve enerjinin, dikkatin daha çok verildiği uzun soluklu bir süreçtir. Teorik ve bilimsel yöntemlere bağlı olunması esastır. Psikoterapistler yani (klinik psikolog ya da psikiyatrist) uzun ve derinlemesine bir eğitim süreçlerinden geçtikleri için danışanlarına ya da hastalarına daha geniş yelpazede ve daha derin çalışmalar yapabilmektedir. Psikoterapiyi bu noktada ‘danışmanlık’tan ayıran en önemli unsurlardan birisidir.

Danışmanlık süreci denildiği zaman daha çok kısa süreli, hatta tek seanslık ve çok nadiren beş, altı seansı geçmeyecek şekilde profesyonel bir yardım akla gelirken, psikoterapide bu süreç daha uzun süreklilik gösterir. Danışmanlık süreci genellikle problem odaklıdır ama psikoterapide bu süreç, kişiyi merkezine alır. Problemin alta yatan sebeplerine derinlemesine, farklı perspektiflerden analiz ederek süreci gözden geçirir. Psikoterapi ve danışmanlıkta yaşanan süreç benzerlik gösterse de,  zaman konusunda aralarında farklılık vardır. Esasen danışmanlıkta yapılan şey, insan davranışının belli bir alanında, uzman olmuş bir kişi tarafından bilgi ve tavsiye verilmesidir ama psikoterapi, kişilerin neyi-neden düşündüklerini, hissettiklerini ya da bu yönde davranışlar sergilediklerini bulmasına yardımcı olan bir süreçtir.

Her iki danışmanlıkta da ortak olan nokta şudur ki: Seanslar psikolog ve danışanın birlikte ortak belirlediği gün ve saatte gerçekleşir. Bu gün ve saatin süreç boyunca (önemli bir durum olmadıkça) aynı kalması, düzenli devam edilmesi, eğer danışan çocuk ise velisinin de mutlaka bu süreçte bulunması gerekmektedir. Zaman ve devamlılık konusunda yaşanan aksaklıklar süreci de etkileyecektir.

 

 

KONYA PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK 

YUKARI
Aydınlatma Metni 'ni okudum, bilgi sahibiyim
RANDEVU AL 0332 322 75 57